arkamikontrolet
New member
Charles Darwin, yüzlerce yıl evvel beşerler da dahil tüm canlı tiplerinin birkaç ortak atadan evrildiğini öne sürmüş ve o günün kurallarıyla sunabileceği tüm ispatları sunmuştu. Tüm canlıların evrim geçirdiğini ve geçirmeye devam edeceğini söyleyen Darwin’in fikirleri günümüzde biyolojinin temellerini oluşturuyor.
Değişen iklim ve etraf şartları tıpkı insanların geçirdiği evrim üzere öbür canlıları da evrim geçirmeye itiyor. İnsanların geçirdiği evrimi gösteren görsellerde olduğu üzere nasıl ki bizim görünüşümüz ve davranışlarımız evrim geçirdiyse, birebir durum öbür canlı tiplerinde de gerçekleşiyor.
Bitkiler ve hayvanların boyutları, usulleri ve renkleri değişiyor
Her ne kadar etrafımıza baktığımızda bir bitkinin bir ay ya da bir yıl içerisinde bir değişim yaşayıp yaşamadığını anlamasak da, değişiyorlar. Yapılan araştırmalara göre insan faaliyetlerinden etkilenen canlı tiplerinin fenotipik değişim oranlarının, etkilenmeyenlere bakılırsa daha yüksek olduğu kanıtlandı.
Britanya’nın sanayi bölgelerinde yaşayan biberli güvelerin, kurumla kararmış binalara ahenk sağlamak ve yırtıcılardan kaçmak için renklerini olağanda olduğundan daha epeyce kararttığı gözlemlendi. Tıpkı biçimde Avrupa’dan Kuzey Amerika’ya getirilen mesken serçeleri, yeni konutlarına bakılırsa boyutlarını, sistemlerini ve renklerini değiştirdi. Elektrik direklerinin etrafında yetişen püsküllü saç otlarıysa, direklerin kaplamasında kullanılan ve bitkiler için toksik bir unsur olan çinkoya karşı tolerans geliştirmeye başladı.
Biyolog Andrew Hendry, somon balığı üzerinde çalışmalar yaparken tıpkı bitkilerde olduğu üzere misal biçimde süratli değişiklikler yaşandığını gözlemledi. Hendry’nin müşahedelerine nazaran balıkların boyutları ağlardan kaçmak için git gide küçülmeye başladı. Araştırmaları kararı bulduğu süratli evrim örneklerini toplayan Hendry, meslektaşlarının da sayesinde bir data tabanı oluşturdu ve insanları bilgilendirmek için ‘1999’ isimli bir makale yayınladı. Hendry öteki meslektaşlarıyla birlikte, daha evvel hazırlamış olduğu data tabanına günümüzde 5.000’den çok örnek ekledi.
Canlı çeşitlerinin birçoklarının boyutlarının küçüldüğünü gözlemleyen araştırmacılar, bu değişimlerin birçoklarının insanlardan kaynaklandığını fakat bir daha de birtakım çeşitlerde iklim değişikliklerinin de tesiri olduğunu belirtiyor. Kimi hayvanlar beden boyutlarının büyüklüğü sebebiyle daha fazla ısıyı tutabiliyor. Değişen iklim şartları ve artan sıcaklıklar hayvanların ısıyı tutmak için büyük bir bedene gereksinim duymadıklarını ve boyutlarının küçüldüğünü gösteriyor. Balıklarda ise boyutlarının küçülmesinin niçini ağlardan daha kolay kaçabilmek. Kaideler ne olursa olsun tüm canlılar etraflarına ahenk sağlamak için değişim geçirmeye her vakit devam etti ve daima de edecek fakat aşikâr ki son periyotlarda bu değişim artık tüm canlılar için daha süratli gerçekleşiyor.
Değişen iklim ve etraf şartları tıpkı insanların geçirdiği evrim üzere öbür canlıları da evrim geçirmeye itiyor. İnsanların geçirdiği evrimi gösteren görsellerde olduğu üzere nasıl ki bizim görünüşümüz ve davranışlarımız evrim geçirdiyse, birebir durum öbür canlı tiplerinde de gerçekleşiyor.
Bitkiler ve hayvanların boyutları, usulleri ve renkleri değişiyor
Her ne kadar etrafımıza baktığımızda bir bitkinin bir ay ya da bir yıl içerisinde bir değişim yaşayıp yaşamadığını anlamasak da, değişiyorlar. Yapılan araştırmalara göre insan faaliyetlerinden etkilenen canlı tiplerinin fenotipik değişim oranlarının, etkilenmeyenlere bakılırsa daha yüksek olduğu kanıtlandı.
Britanya’nın sanayi bölgelerinde yaşayan biberli güvelerin, kurumla kararmış binalara ahenk sağlamak ve yırtıcılardan kaçmak için renklerini olağanda olduğundan daha epeyce kararttığı gözlemlendi. Tıpkı biçimde Avrupa’dan Kuzey Amerika’ya getirilen mesken serçeleri, yeni konutlarına bakılırsa boyutlarını, sistemlerini ve renklerini değiştirdi. Elektrik direklerinin etrafında yetişen püsküllü saç otlarıysa, direklerin kaplamasında kullanılan ve bitkiler için toksik bir unsur olan çinkoya karşı tolerans geliştirmeye başladı.
Biyolog Andrew Hendry, somon balığı üzerinde çalışmalar yaparken tıpkı bitkilerde olduğu üzere misal biçimde süratli değişiklikler yaşandığını gözlemledi. Hendry’nin müşahedelerine nazaran balıkların boyutları ağlardan kaçmak için git gide küçülmeye başladı. Araştırmaları kararı bulduğu süratli evrim örneklerini toplayan Hendry, meslektaşlarının da sayesinde bir data tabanı oluşturdu ve insanları bilgilendirmek için ‘1999’ isimli bir makale yayınladı. Hendry öteki meslektaşlarıyla birlikte, daha evvel hazırlamış olduğu data tabanına günümüzde 5.000’den çok örnek ekledi.
Canlı çeşitlerinin birçoklarının boyutlarının küçüldüğünü gözlemleyen araştırmacılar, bu değişimlerin birçoklarının insanlardan kaynaklandığını fakat bir daha de birtakım çeşitlerde iklim değişikliklerinin de tesiri olduğunu belirtiyor. Kimi hayvanlar beden boyutlarının büyüklüğü sebebiyle daha fazla ısıyı tutabiliyor. Değişen iklim şartları ve artan sıcaklıklar hayvanların ısıyı tutmak için büyük bir bedene gereksinim duymadıklarını ve boyutlarının küçüldüğünü gösteriyor. Balıklarda ise boyutlarının küçülmesinin niçini ağlardan daha kolay kaçabilmek. Kaideler ne olursa olsun tüm canlılar etraflarına ahenk sağlamak için değişim geçirmeye her vakit devam etti ve daima de edecek fakat aşikâr ki son periyotlarda bu değişim artık tüm canlılar için daha süratli gerçekleşiyor.