arkamikontrolet
New member
Rusya’nın Ukrayna’ya savaş açmasının akabinde 1936 yılında imzalanan ve İstanbul ve Çanakkale boğazları üzerinde denetim ve savaş gemilerinin geçişini denetim etme hakkını Türkiye’ye tanıyan Montrö Boğazlar Mukavelesi tekrar gündeme gelmiş, Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu tarafınca hususa ait yapılan açıklamada “Kıyıdaş ve kıyıdaş olmayan ülkelerin savaş gemilerinin geçişi ile ilgili düzenlemeyi Montrö Kontratı yapıyor. Türkiye bugüne kadar mukaveleyi harfiyen uygulamıştır. “ tabirlerine yer verilmişti.
Açıklamasının devamında mutabakatın savaşan rastgele bir devletin savaş gemilerinin boğazlardan geçmesinin yasak olduğunu belirten 19. hususunun çok açık olduğunu, başlangıçta hücumun Rusya’dan geldiğini kaydeden Çavuşoğlu, bugün Montrö Boğazlar Mukavelesine dair yeni açıklamalarda bulundu. Çavuşoğluna ek olarak Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan da boğazlar tartışması hakkında konuştu.
“Montrö ne diyorsa bunu uyguladık, bundan daha sonra da uygulayacağız”
Açıklamasında “Kıyıdaş olan, olmayan bütün ülkeleri boğazlardan savaş gemisi geçirmemesi konusunda uyardık” halinde kaydeden Çavuşoğlu, “Montrö ne diyorsa bunu uyguladık, bundan daha sonra da uygulayacağız. Bugüne kadar boğazlardan rastgele bir geçiş ve geçiş talebi olmadı” diye de kelamlarına ekledi.
Çavuşoğlu’na ek olarak Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan da Montrö Boğazlar Sözleşmesi’ne dair açıklamalarda bulundu.
“Türkiye bölgesinde barışı isteyen ülkedir. Her ikisini de dost olarak gördüğümüz Ukrayna ve Rusya’ya diyalog davetinde bulunduk, arabuluculuk teklif ettik. Maalesef sonuçta korkutan oldu ve 24 Şubat’ta silahlar patladı. bu biçimde bir tablonun ortaya çıkmasından dolayı hüzünlüyüz. Ukrayna’daki 20 bin vatandaşımıza ikazlarımızı yaptık. Hava trafiğinin kapanması üzerine otobüslerle tahliye sürecini başlattık. 5 bin vatandaşımız Ukrayna topraklarından ayrılarak ülkemize ve öbür ülkelere geçmiştir.” sözlerini kullanan Erdoğan, açıklamasının devamında şöyle kaydetti:
“Montrö Sözleşmesi’nin boğazlardaki gemi trafiği konusunda ülkemize verdiği yetkiyi krizin tırmanmasının önüne geçecek biçimde kullanma sonucundayız. Kendi ulusal çıkarlarımızdan şüphesiz ödün vermeyeceğiz lakin bölgesel ve global istikrarları de ihmal etmeyeceğiz. Bunun için ne Ukrayna’dan ne Rusya’dan vazgeçmeyeceğimizi söylüyoruz.”
Açıklamasının devamında mutabakatın savaşan rastgele bir devletin savaş gemilerinin boğazlardan geçmesinin yasak olduğunu belirten 19. hususunun çok açık olduğunu, başlangıçta hücumun Rusya’dan geldiğini kaydeden Çavuşoğlu, bugün Montrö Boğazlar Mukavelesine dair yeni açıklamalarda bulundu. Çavuşoğluna ek olarak Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan da boğazlar tartışması hakkında konuştu.
“Montrö ne diyorsa bunu uyguladık, bundan daha sonra da uygulayacağız”
Açıklamasında “Kıyıdaş olan, olmayan bütün ülkeleri boğazlardan savaş gemisi geçirmemesi konusunda uyardık” halinde kaydeden Çavuşoğlu, “Montrö ne diyorsa bunu uyguladık, bundan daha sonra da uygulayacağız. Bugüne kadar boğazlardan rastgele bir geçiş ve geçiş talebi olmadı” diye de kelamlarına ekledi.
Çavuşoğlu’na ek olarak Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan da Montrö Boğazlar Sözleşmesi’ne dair açıklamalarda bulundu.
“Türkiye bölgesinde barışı isteyen ülkedir. Her ikisini de dost olarak gördüğümüz Ukrayna ve Rusya’ya diyalog davetinde bulunduk, arabuluculuk teklif ettik. Maalesef sonuçta korkutan oldu ve 24 Şubat’ta silahlar patladı. bu biçimde bir tablonun ortaya çıkmasından dolayı hüzünlüyüz. Ukrayna’daki 20 bin vatandaşımıza ikazlarımızı yaptık. Hava trafiğinin kapanması üzerine otobüslerle tahliye sürecini başlattık. 5 bin vatandaşımız Ukrayna topraklarından ayrılarak ülkemize ve öbür ülkelere geçmiştir.” sözlerini kullanan Erdoğan, açıklamasının devamında şöyle kaydetti:
“Montrö Sözleşmesi’nin boğazlardaki gemi trafiği konusunda ülkemize verdiği yetkiyi krizin tırmanmasının önüne geçecek biçimde kullanma sonucundayız. Kendi ulusal çıkarlarımızdan şüphesiz ödün vermeyeceğiz lakin bölgesel ve global istikrarları de ihmal etmeyeceğiz. Bunun için ne Ukrayna’dan ne Rusya’dan vazgeçmeyeceğimizi söylüyoruz.”