arkamikontrolet
New member
Biliyorsunuz ki geçtiğimiz yıl sel, sarsıntı, orman yangını üzere bir fazlaca afet yaşadık. Afetlerin birçoğu yıkıcı sonuçlar doğururken, epeyce sayıda insanın da hayatını yitirmesine sebep oldu. Yapılan bir araştırma ise yaşanan bu afetlerin diğer bir boyutunu gözler önüne serdi.
Günümüzde malesef ki fazlaca sayıda bayan erkekler (?) tarafınca şiddete maruz kalıyor. Yaşanan afetlerde de bayanlara uygulanan şiddetin arttığı ortaya çıktı. Araştırmaya bakılırsa erkekler, afet daha sonrası hayalkırıklığı, hudut ve ıstırap üzere hislerini eşlerine yahut partnerlerine şiddet uygulayarak gösteriyor.
Bayanların yüzde 78’i afet durumlarında erkeklere güveniyor
Flinders Üniversite’nde aile içi şiddetle ilgili yapılan araştırmaya göre, bayanların yaşanılan afetler daha sonrası daha fazla şiddet gördüğü ortaya çıktı. Günümüzde maalesef ki bayanların yüzde 30’u partnerleri yahut eşleri tarafınca şiddete maruz kalıyor. Yaşanılan afetler daha sonrası ise toplumun tüm dikkati yaşanan hasarı güzelleştirmek ve afetlerde yaralanan insanlara yardımcı olabilmek olduğu için, bayanlara uygulanan şiddet olağandan daha az dikkat çekiyor.
Avustralya’da yapılan araştırmaya bakılırsa, bayanların yüzde 78’i yaşanan afetlerde kendilerine ve başka afetzedelere yardımcı olması için partnerlerine, erkek aile üyelerine yahut eşlerine güveniyor. Avustralya Afete Dayanıklılık Enstitüsü’nde yayınlanan incelemenin müellifi Dr. Tazrina Chowdhury, bayanların uğradığı şiddet daha sonrası daha hassas yaklaşımlar sergilenmesi gerektiğini söylüyor. Chowdhury bununla birlikte, Yeni Zelanda’da yaşanan sarsıntının akabinde bir fazlaca bayanın şiddete uğradığını fakat bu şiddetlerin ‘ani patlamalar’ olduğu söylenerek görmezden gelindiğini ileri sürdü.
Bayanların birçoğu eşlerindeki şiddet eğilimini önce öngörüyor
Bu da aslında bu hususta çalışmalar yapan ve şiddete uğrayan bayanlara dayanak sağlayan bir fazlaca kurum ve kuruluşun bilhassa afet daha sonrası toplumun ilgisinin farklı bir yerde olmasından dolayı, şiddet olaylarının gereğince önemsemediğini gösteriyor. Şiddet goren bayanların birçoğu ise eşlerinden saygısız hareketler gördüklerini, aşağılayıcı kelamlarına maruz kaldıklarını ve en sonunda kendilerine şiddet uygulandığını söylüyor.
Bayanlar, bu şiddet eğilimini önce öngörüyor olsalar da sevdikleri yahut güvendikleri eşlerinin düzeleceğine inanarak git gide büyüyen sıkıntılarını görmezden geliyorlar. Şayet bu biçimde durumlarla karşı karşıya kalıyorsanız ALO 183’ü arayabilir; Mor Çatı, Bayanlarla Dayanışma Vakfı (KADAV) üzere kuruluşlara başvurabilirsiniz. KADES uygulaması sayesinde da, acil durumlarda emniyet güçlerine haber verebilirsiniz. KADES uygulamasını App Store’dan indirmek için buraya, Google Play üzerinden indirmek için buraya tıklayabilirsiniz.
Şiddetin her türlüsüne karşı olduğumuzu; hiç kimsenin şiddete maruz kalmayı ‘hak edecek’ hiç bir şey yapmış olamayacağını da söylememiz gerek. Yalnızca kendisine gücü yetmeyeceği için, hiç bir insan hiç kimseye ne duygusal, ne de fizikî şiddet uygulayamaz. Sıhhatle kalın.
Günümüzde malesef ki fazlaca sayıda bayan erkekler (?) tarafınca şiddete maruz kalıyor. Yaşanan afetlerde de bayanlara uygulanan şiddetin arttığı ortaya çıktı. Araştırmaya bakılırsa erkekler, afet daha sonrası hayalkırıklığı, hudut ve ıstırap üzere hislerini eşlerine yahut partnerlerine şiddet uygulayarak gösteriyor.
Bayanların yüzde 78’i afet durumlarında erkeklere güveniyor
Flinders Üniversite’nde aile içi şiddetle ilgili yapılan araştırmaya göre, bayanların yaşanılan afetler daha sonrası daha fazla şiddet gördüğü ortaya çıktı. Günümüzde maalesef ki bayanların yüzde 30’u partnerleri yahut eşleri tarafınca şiddete maruz kalıyor. Yaşanılan afetler daha sonrası ise toplumun tüm dikkati yaşanan hasarı güzelleştirmek ve afetlerde yaralanan insanlara yardımcı olabilmek olduğu için, bayanlara uygulanan şiddet olağandan daha az dikkat çekiyor.
Avustralya’da yapılan araştırmaya bakılırsa, bayanların yüzde 78’i yaşanan afetlerde kendilerine ve başka afetzedelere yardımcı olması için partnerlerine, erkek aile üyelerine yahut eşlerine güveniyor. Avustralya Afete Dayanıklılık Enstitüsü’nde yayınlanan incelemenin müellifi Dr. Tazrina Chowdhury, bayanların uğradığı şiddet daha sonrası daha hassas yaklaşımlar sergilenmesi gerektiğini söylüyor. Chowdhury bununla birlikte, Yeni Zelanda’da yaşanan sarsıntının akabinde bir fazlaca bayanın şiddete uğradığını fakat bu şiddetlerin ‘ani patlamalar’ olduğu söylenerek görmezden gelindiğini ileri sürdü.
Bayanların birçoğu eşlerindeki şiddet eğilimini önce öngörüyor
Bu da aslında bu hususta çalışmalar yapan ve şiddete uğrayan bayanlara dayanak sağlayan bir fazlaca kurum ve kuruluşun bilhassa afet daha sonrası toplumun ilgisinin farklı bir yerde olmasından dolayı, şiddet olaylarının gereğince önemsemediğini gösteriyor. Şiddet goren bayanların birçoğu ise eşlerinden saygısız hareketler gördüklerini, aşağılayıcı kelamlarına maruz kaldıklarını ve en sonunda kendilerine şiddet uygulandığını söylüyor.
Bayanlar, bu şiddet eğilimini önce öngörüyor olsalar da sevdikleri yahut güvendikleri eşlerinin düzeleceğine inanarak git gide büyüyen sıkıntılarını görmezden geliyorlar. Şayet bu biçimde durumlarla karşı karşıya kalıyorsanız ALO 183’ü arayabilir; Mor Çatı, Bayanlarla Dayanışma Vakfı (KADAV) üzere kuruluşlara başvurabilirsiniz. KADES uygulaması sayesinde da, acil durumlarda emniyet güçlerine haber verebilirsiniz. KADES uygulamasını App Store’dan indirmek için buraya, Google Play üzerinden indirmek için buraya tıklayabilirsiniz.
Şiddetin her türlüsüne karşı olduğumuzu; hiç kimsenin şiddete maruz kalmayı ‘hak edecek’ hiç bir şey yapmış olamayacağını da söylememiz gerek. Yalnızca kendisine gücü yetmeyeceği için, hiç bir insan hiç kimseye ne duygusal, ne de fizikî şiddet uygulayamaz. Sıhhatle kalın.