arkamikontrolet
New member
Osmanlı İmparatorluğu’nun en büyük padişahlarından biri olan II. Mehmed’e Fatih unvanını kazandıran İstanbul fethi dünya için de son derece değerlidir. Bir çağ kapanıp yeni bir çağ açılmakla kalmamış, doğuda Hristiyanlığın son kalesi olan Bizans yani Doğu Roma İmparatorluğu da ortadan kalkmıştır. Bu niçinle fetih sırasında Giovanni Giustiniani üzere bir epeyce batılı asker ve kumandan da Bizans’ın yanında gayret etmiştir.
Giovanni Giustiniani ismi değerli zira kendisi Cenevizli yani Bizans ile alakası yok. Fakat Bizans imparatorunun yardım talebine yanıt vermiş ve kendi parasıyla tuttuğu yüzlerce asker ile İstanbul’u savunmaya gelmiştir. Gariptir, askerlerimize oldukça kuvvetli bir savaş yaşatan bu isim bununla birlikte fethin muvaffakiyete ulaşmasına da bir biçimde vesile olmuştur. Gelin Giovanni Giustiniani kimdir yakından bakalım ve İstanbul’un fethi sırasında nasıl bir rol oynadığını nazaranlim.
Giovanni Giustiniani kimdir?
Tam olarak bilinmemekle birlikte iddialara nazaran Giovanni Giustiniani, tam ismiyle Giovanni Giustiniani Longo 1418 yılında devrin Ceneviz Cumhuriyeti’nin Cenova kentinde dünyaya geldi. Ceneviz’in önde gelen isimlerinden ünlü Doria ailesinin bir üyesidir. Başarılı bir asker, hürmet duyulan bir kumandan ve uğruna canını feda edecek adamları olan bir başkandı.
Giovanni Giustiniani hayatı boyunca ülkesi için denizci olarak nazaranv yapmış ve sayısız savaşa katılmıştır. Yazgısı ise 6 Nisan 1453 tarihinde başlayan ve 29 Mayıs 1453 günü tamamlanan Osmanlı İmparatorluğu’nun Bizans’ın yani Doğu Roma İmparatorluğu’nun başşehri İstanbul’u kuşatması sırasında değişik bir noktaya gelmiştir.
XI. Konstantinos yardım istiyor:
Osmanlı sultanı II. Mehmed’i hepimiz biliyoruz. Genç yaşta tahta çıkan ve periyodunun en büyük dehalarından biri olan sultanın en büyük gayesi artık doğuda Hristiyanlığın son kalesi olan Bizans yani Doğu Roma İmparatorluğu’nun başşehri İstanbul’u ele geçirmekti. Sayısız plan, sayısız hazırlık yapıldı. Sonunda 6 Nisan 1453 günü İstanbul, o dönemki ismiyle Konstantinopolis kuşatması başladı.
İstanbul kuşatması aslında sırf bir formaliteydi zira aslına bakarsan Bizans uzun vakittir Osmanlı akıncıları tarafınca bitik bir hale getirilmişti. Askerleri, parası hatta yemeği bile azdı. Ufak bir kaleye hapsolmuş ve artık gücü tükenmiş olan Bizans imparatoru XI. Konstantinos’un yardım istemekten diğer dermanı kalmamıştı. Osmanlı’nın gücünden korkan batı, göz bakılırsa nazaran gelen kuşatmaya karşı XI. Konstantinos’a pek yardım etmedi. Bir isim hariç, Giovanni Giustiniani.
Giovanni Giustiniani Konstantinopolis’e gidiyor:
Giovanni Giustiniani, Bizans imparatoru XI. Konstantinos’un yardım talebini duyar duymaz çabucak harekete geçti. Ceneviz devletinden tek kuruş yardım almadan kendi parasıyla tam 700 asker ve bunları taşıyacak gemiler topladı. Ceneviz’den yola çıkarak kuşatmadan evvel 29 Ocak 1453 tarihinde Konstantinopolis’e geldi. Bu durum bizim için pek de yeterli olmadı.
Giovanni Giustiniani tam bir askeri dehaydı ve askerlik hayatı boyunca kıymetli deneyimler kazanmıştı. Kuşatma taktiklerini, kale savunmasının nasıl güçlendirileceğini ve en kıymetlisi denizi fazlaca uygun biliyordu. Kuşatma başlamadan evvel İstanbul’da geçirdiği birkaç ay ortasında kuvvetli bir savunma hazırladı. O olmasa tahminen İstanbul’un fethi epeyce daha kısa sürecekti.
Güçlü kuşatma günleri:
Savaşların, bilhassa de kuşatmaların epeyce katmanlı ve karmaşık bir taktiksel yapısı vardır. Giovanni Giustiniani uygun bir kumandan olabilir lakin karşısındaki de tarihinin en kuvvetli periyodunu yaşayan Osmanlı ordusu, başındaki isim ise II. Mehmed’di. Kuşatmanın resmen başladığı 6 Nisan 1453 gününden daha sonra yaşananlar herkes için zordu.
II. Mehmed bilinen kuşatma taktikleri ile işe başladı lakin savunma kuvvetliydü. Gerçi o da aslına bakarsanız bunu düşünmüştü ve dev savaş toplarıyla Bizans duvarlarını dövmeye başladı. Gemilerin karadan yürütülmesi ve daha birçok değerli taktik ile Bizans surları günden güne zayıflatılarak sonunda Osmanlı askeri içeri girdi.
İki taraf artık yüz yüze gelmişti, toplar değil kılıçlar konuşuyordu ve İstanbul ya bizim olacak ya da bizim olacaktı. Lakin karşımızdaki Giovanni Giustiniani hiç de hafifçee alınacak üzere değildi. Paralı askerleri bile başkanlarına olan bağlılıkları niçiniyle güya öz vatanlarını savunuyor üzere savaşıyorlardı.
Giovanni Giustiniani ve birlikteindeki 700 kişilik kümesi küçük görünebilir lakin bunların her biri profesyonel askerdi ve hayatları boyunca sayısız savaşa katılmışlardı. Daha da berbatı son derece acımasızdılar ve karşılarındaki Türk askerlerini öldürmenin onlara cennetin kapısını açacağına inanıyorlardı. Onların asıl bağlılıklarının lidelerine olması onları kuvvetli kıldığı üzere güçsüz de kılıyordu lakin onlar çabucak hemen bunu bilmiyordu.
Giovanni Giustiniani yaralanıyor:
29 Mayıs 1453 günü yani kuşatmanın son günü, Giovanni Giustiniani yaralandı. Tam olarak nasıl olduğu bilinmiyor lakin ya şarapnel kesimi ile ya okla vurularak ya da gürz darbesi ile yaralandığı varsayım ediliyor. Yaralansın ne olacak diye düşünebilirsiniz fakat unutmayın, askerlerinin tek bağlılığı liderlerineydi. Giovanni Giustiniani’nin yaralanarak cephe gerisine taşınması ile bir arada ortalık karıştı.
Başkanlarını yanlarında nazaranmeyen askerler bir anda nizamlarını bozdular. Öldüğü haberleri ise tüm savunma sınırının yıkılmasına niye oldu. II. Mehmed süratle bu durumu fark etti ve tüm askerleri dağılan savunma sınırının olduğu bölgeye gönderdi. kararı biliyoruz; 29 Mayıs 1453 günü Konstantinopolis düştü, İstanbul fethedildi ve II. Mehmed, Fatih Sultan Mehmet oldu.
Giovanni Giustiniani’ye ne oldu?
Giovanni Giustiniani çok ağır bir biçimde yaralanmıştı. Yanına alabildiği kadar askerini alıp en yakın gemiye bindi ve İstanbul’dan uzaklaştı. En yakında bulunan inançlı bir liman olan Sakız Adası’na demir attı. Adaya vardıktan daha sonraki birkaç gün ortasında de ağır yaraları niçiniyle öldü ve Sakız Adası’na gömüldü. 1881 yılında yaşanan bir zelzelede Giovanni Giustiniani’nin mezarı kayboldu.
Fatih Sultan Mehmet İstanbul’u kuşattığı sırada Osmanlı’ya karşı çaba eden kumandan Giovanni Giustiniani kimdir sorusunu yanıtladık ve Giovanni Giustiniani isminin İstanbul kuşatması sırasında yaptıklarından bahsettik. Savaşlar garip vakit içinderdır, Giovanni Giustiniani hem kuşatmanın mühletini uzatmış birebir vakitte yaralanarak kuşatmanın zafere ulaşmasına niye olmuştur. Niyetlerinizi yorumlarda paylaşabilirsiniz.
Giovanni Giustiniani ismi değerli zira kendisi Cenevizli yani Bizans ile alakası yok. Fakat Bizans imparatorunun yardım talebine yanıt vermiş ve kendi parasıyla tuttuğu yüzlerce asker ile İstanbul’u savunmaya gelmiştir. Gariptir, askerlerimize oldukça kuvvetli bir savaş yaşatan bu isim bununla birlikte fethin muvaffakiyete ulaşmasına da bir biçimde vesile olmuştur. Gelin Giovanni Giustiniani kimdir yakından bakalım ve İstanbul’un fethi sırasında nasıl bir rol oynadığını nazaranlim.
Giovanni Giustiniani kimdir?
Tam olarak bilinmemekle birlikte iddialara nazaran Giovanni Giustiniani, tam ismiyle Giovanni Giustiniani Longo 1418 yılında devrin Ceneviz Cumhuriyeti’nin Cenova kentinde dünyaya geldi. Ceneviz’in önde gelen isimlerinden ünlü Doria ailesinin bir üyesidir. Başarılı bir asker, hürmet duyulan bir kumandan ve uğruna canını feda edecek adamları olan bir başkandı.
Giovanni Giustiniani hayatı boyunca ülkesi için denizci olarak nazaranv yapmış ve sayısız savaşa katılmıştır. Yazgısı ise 6 Nisan 1453 tarihinde başlayan ve 29 Mayıs 1453 günü tamamlanan Osmanlı İmparatorluğu’nun Bizans’ın yani Doğu Roma İmparatorluğu’nun başşehri İstanbul’u kuşatması sırasında değişik bir noktaya gelmiştir.
XI. Konstantinos yardım istiyor:
Osmanlı sultanı II. Mehmed’i hepimiz biliyoruz. Genç yaşta tahta çıkan ve periyodunun en büyük dehalarından biri olan sultanın en büyük gayesi artık doğuda Hristiyanlığın son kalesi olan Bizans yani Doğu Roma İmparatorluğu’nun başşehri İstanbul’u ele geçirmekti. Sayısız plan, sayısız hazırlık yapıldı. Sonunda 6 Nisan 1453 günü İstanbul, o dönemki ismiyle Konstantinopolis kuşatması başladı.
İstanbul kuşatması aslında sırf bir formaliteydi zira aslına bakarsan Bizans uzun vakittir Osmanlı akıncıları tarafınca bitik bir hale getirilmişti. Askerleri, parası hatta yemeği bile azdı. Ufak bir kaleye hapsolmuş ve artık gücü tükenmiş olan Bizans imparatoru XI. Konstantinos’un yardım istemekten diğer dermanı kalmamıştı. Osmanlı’nın gücünden korkan batı, göz bakılırsa nazaran gelen kuşatmaya karşı XI. Konstantinos’a pek yardım etmedi. Bir isim hariç, Giovanni Giustiniani.
Giovanni Giustiniani Konstantinopolis’e gidiyor:
Giovanni Giustiniani, Bizans imparatoru XI. Konstantinos’un yardım talebini duyar duymaz çabucak harekete geçti. Ceneviz devletinden tek kuruş yardım almadan kendi parasıyla tam 700 asker ve bunları taşıyacak gemiler topladı. Ceneviz’den yola çıkarak kuşatmadan evvel 29 Ocak 1453 tarihinde Konstantinopolis’e geldi. Bu durum bizim için pek de yeterli olmadı.
Giovanni Giustiniani tam bir askeri dehaydı ve askerlik hayatı boyunca kıymetli deneyimler kazanmıştı. Kuşatma taktiklerini, kale savunmasının nasıl güçlendirileceğini ve en kıymetlisi denizi fazlaca uygun biliyordu. Kuşatma başlamadan evvel İstanbul’da geçirdiği birkaç ay ortasında kuvvetli bir savunma hazırladı. O olmasa tahminen İstanbul’un fethi epeyce daha kısa sürecekti.
Güçlü kuşatma günleri:
Savaşların, bilhassa de kuşatmaların epeyce katmanlı ve karmaşık bir taktiksel yapısı vardır. Giovanni Giustiniani uygun bir kumandan olabilir lakin karşısındaki de tarihinin en kuvvetli periyodunu yaşayan Osmanlı ordusu, başındaki isim ise II. Mehmed’di. Kuşatmanın resmen başladığı 6 Nisan 1453 gününden daha sonra yaşananlar herkes için zordu.
II. Mehmed bilinen kuşatma taktikleri ile işe başladı lakin savunma kuvvetliydü. Gerçi o da aslına bakarsanız bunu düşünmüştü ve dev savaş toplarıyla Bizans duvarlarını dövmeye başladı. Gemilerin karadan yürütülmesi ve daha birçok değerli taktik ile Bizans surları günden güne zayıflatılarak sonunda Osmanlı askeri içeri girdi.
İki taraf artık yüz yüze gelmişti, toplar değil kılıçlar konuşuyordu ve İstanbul ya bizim olacak ya da bizim olacaktı. Lakin karşımızdaki Giovanni Giustiniani hiç de hafifçee alınacak üzere değildi. Paralı askerleri bile başkanlarına olan bağlılıkları niçiniyle güya öz vatanlarını savunuyor üzere savaşıyorlardı.
Giovanni Giustiniani ve birlikteindeki 700 kişilik kümesi küçük görünebilir lakin bunların her biri profesyonel askerdi ve hayatları boyunca sayısız savaşa katılmışlardı. Daha da berbatı son derece acımasızdılar ve karşılarındaki Türk askerlerini öldürmenin onlara cennetin kapısını açacağına inanıyorlardı. Onların asıl bağlılıklarının lidelerine olması onları kuvvetli kıldığı üzere güçsüz de kılıyordu lakin onlar çabucak hemen bunu bilmiyordu.
Giovanni Giustiniani yaralanıyor:
29 Mayıs 1453 günü yani kuşatmanın son günü, Giovanni Giustiniani yaralandı. Tam olarak nasıl olduğu bilinmiyor lakin ya şarapnel kesimi ile ya okla vurularak ya da gürz darbesi ile yaralandığı varsayım ediliyor. Yaralansın ne olacak diye düşünebilirsiniz fakat unutmayın, askerlerinin tek bağlılığı liderlerineydi. Giovanni Giustiniani’nin yaralanarak cephe gerisine taşınması ile bir arada ortalık karıştı.
Başkanlarını yanlarında nazaranmeyen askerler bir anda nizamlarını bozdular. Öldüğü haberleri ise tüm savunma sınırının yıkılmasına niye oldu. II. Mehmed süratle bu durumu fark etti ve tüm askerleri dağılan savunma sınırının olduğu bölgeye gönderdi. kararı biliyoruz; 29 Mayıs 1453 günü Konstantinopolis düştü, İstanbul fethedildi ve II. Mehmed, Fatih Sultan Mehmet oldu.
Giovanni Giustiniani’ye ne oldu?
Giovanni Giustiniani çok ağır bir biçimde yaralanmıştı. Yanına alabildiği kadar askerini alıp en yakın gemiye bindi ve İstanbul’dan uzaklaştı. En yakında bulunan inançlı bir liman olan Sakız Adası’na demir attı. Adaya vardıktan daha sonraki birkaç gün ortasında de ağır yaraları niçiniyle öldü ve Sakız Adası’na gömüldü. 1881 yılında yaşanan bir zelzelede Giovanni Giustiniani’nin mezarı kayboldu.
Fatih Sultan Mehmet İstanbul’u kuşattığı sırada Osmanlı’ya karşı çaba eden kumandan Giovanni Giustiniani kimdir sorusunu yanıtladık ve Giovanni Giustiniani isminin İstanbul kuşatması sırasında yaptıklarından bahsettik. Savaşlar garip vakit içinderdır, Giovanni Giustiniani hem kuşatmanın mühletini uzatmış birebir vakitte yaralanarak kuşatmanın zafere ulaşmasına niye olmuştur. Niyetlerinizi yorumlarda paylaşabilirsiniz.