arkamikontrolet
New member
Kadınların büyük çoğunluğu, erkeklere kıyasla çocukların bakımında ve ev işlerinde daha fazla rol oynuyor. Bilhassa pandemi esnasında çocukların, okula gitmeyip konutta eğitim görmesi anneleri ziyadesiyle yormuştu.
Cinsellik alanında çalışmalar yapanlar ise bu durumun, bayanların cinsel hayatlarına nasıl tesir ettiğini merak ediyor ve bir araştırma yapıyor. Bilhassa çalışmada, tek başına konutun tüm sorumluluğunu üstüne alan bayanlar ve ev içi gorevlerde partnerlerinin yardımını alan bayanlar içinde bir kıyaslama yapmak isteniyor ve ortaya ilgi cazip sonuçlar çıkıyor.
Hayat yorgunluğu niçiniyle bayanların %50’sinden çoksında cinsel isteksizlik görülüyor.
Kadınlar, seks yapma motivasyonlarını tanımlarken dikkat çekici ifadeler kullanıyor. örneğin onlar için bu, kendini ömrün içerisinde hissetmenin ve yakınlık kurmak istemenin bir yolu olabiliyor. Psikologlara nazaran bayanların, ömür kaliteleri düştüğünde, cinsel dileklerinde da dalgalanmalar görülebiliyor. Ki cinsel birleşmede bayanın istekli olması, alışılmış ki en az erkeğin istekli olması kadar önemlidir. Fakat kimi vakit çeşitli niçinlerden ötürü kadınlar, partneriyle cinsellik yaşamak istemeyebiliyor.
Uzmanlar bu bağlamda bayanların cinsel dileklerini anlamanın zor olduğunu ifade ediyor. bu biçimdece onları anlamak için iki çeşit istek teorisi ortaya atıyorlar. Bunlardan biri; bir kişinin başkasına duyduğu cinsel istek; diğeri de ferdi dilek, yani şahsi hislerle ilgilidir.
Psikologlara bakılırsa bu iki dilek da birbiriyle bağlantılıdır zira birisi olmadan diğeri de olmaz. Şöyle düşünün; bireysel istek, diğer birinin beğenisi, onayı olmadan pek bir mana söz etmeyebilir. Yani daha amiyane tabirle bu teoriye nazaran bir kişi, kendini seksi hissetmek için bir ötekine gereksinim duyar. Birisi kendisini güzel bulsa bile başka birinin onu beğenmesi, daha fazla memnuniyet duymasına yol açabiliyor. bu biçimdece birey, kendisini daha uygun hissedebiliyor.
Peki bayanlar günlük hayatta daha fazlaca yoruluyorsa ve cinsel ilgisizliklerinin sebebi buysa; her iki partnerin de eşit derecede sorumluluk alması, bayanları cinselliğe daha mı epey teşvik ediyor?
Avustralyalı 18-39 yaş içindeki 299 bayan bayanla gerçekleştirilen çalışmada, onlara cinsel istekleri ve partner ilişkileri hakkında sorular soruluyor. örneğin bayanlara, ”sosyal aktiviteleri partnerleri mi, yoksa kendileri mi organize ediyor; ev işlerinin yükü en çok kimde oluyor; finansal tertibi kim sağlıyor; partnerlerinin mi, yoksa kendilerinin mi daha fazla boş vakti oluyor?” gibi sorular yöneltiliyor.
Araştırmacılar, bayanları üç kümeye ayırıp o biçimde pahalandırıyor. Birinci küme; kadınların, partnerleriyle eşit iş kısmını paylaştıkları küme oluyor. Oburu; kadınların, eşlerine bakılırsa daha fazla iş yaptığı oluyor. Sonuncusu da eşlerin, bayanlara nazaran daha fazla sorumluluk aldığı küme olarak belirleniyor. Araştırmadan çıkan sonuçlar ise pek ilgi cazip. Zira münasebetlerinde eşit sorumluluklar aldıklarını belirten bayanlar, öbür bayanlara göre daha yüksek bir bağ doyumuna sahip. Hatta çalışmaya göre bu durum; onların, partnerlerine karşı daha fazla cinsel istek duyduklarını da ortaya koyuyor.
Partnerin daha fazla sorumluluk aldığı kümeden ise pek bir sonuç çıkarılamıyor çünkü sayıları hayli az. Bu tahminen sizlere de ”dünyanın neresine giderseniz gidin, bayanlardan daha fazla mesken işi yapan erkek bulmakta zorlanabilirsiniz” üzere komik bir çağrışım yapmış olabilir. Lakin şaşırtan olmayan sonuç bize, bayanların daha fazla sorumluluk alıp yorulduğu kümenin, bağdan daha az şad olduğunu gösteriyor. Yani aslında bu araştırma, bayanların libidolarının düşük olmasının yalnızca biyolojik sebeplere değil sosyal sebeplere de bağlanabileceğini anlatmak istiyor.
Tabii ki uzun ilişki ve çocuk üzere faktörler de münasebette bir tarafın üzerine daha hayli yük almasının etkeni olabiliyor.
Araştırmada, uzun ilişkilerin kişilerde çok tanıdıklık hissine yol açtığı ve bu meselenin bireylerin, partnerlerinden sıkılmalarına yol açtığı söyleniyor. Bu durum, münasebetteki eşitsizlikleri de ne yazık ki besleyebiliyor. Hatta uzmanlar, ”bazı ilgiler ne kadar uzarsa o kadar adaletsiz bir hal alır” biçiminde bir çıkarım yapıyor. Aslında bu biçimdece birçok bayan, bir yandan çocuğunun ve kendisinin hayatıyla ilgilenirken, bir yandan eşinin ömrünü da yönetmeye, ona annelik etmeye başlayabiliyor.
Psikologlar da keza bu faktörlerin ilişkide yol açtığı eşitsiz iş kısmına odaklandığı için bu üzere dinamiklerin değişmesi, onlara nazaran ilişkideki istikrarları yine yerine getirebilir. Ki bunun da tahminen ilişkiye canlılık katabileceğini söyleyebiliriz.
Yapılan daha evvelki araştırmalarda bağlantılarından şad olan kadınların daha fazla cinsel isteğe sahip olduğu söyleniyor. Bu araştırma da her iki partnerin, misyon dağılımının adaletsiz olduğu, bayanlara daha fazla bakılırsav düştüğü durumlarda libidonun azaldığından bahsediyor. bu biçimdece, bayanların hem kendileri tıpkı vakitte partnerleri içinde bir adalet duygusu hissetmelerinin, cinsel hayatlarında tatmin olmaları için çok kıymetli olduğunu söyleyebiliriz.
Editör Notu: Bu metinde, yapılan araştırmalardaki bulgular ele alınmıştır. Genelleme yapma hedefi taşımayan bir yazıdır, ”sadece bu biçimde bir araştırma var ve bu hususta bilgi alabilirsiniz” fikriyle yola çıkarak yazılmıştır. Bu hususta genel bir yargı oluşturabilmek için farklı ülkelerde, farklı iştirakçi kümeleriyle farklı araştırma metodolojileri yürütülerek akademik çalışmalar yapılması gerekiyor.
Cinsellik alanında çalışmalar yapanlar ise bu durumun, bayanların cinsel hayatlarına nasıl tesir ettiğini merak ediyor ve bir araştırma yapıyor. Bilhassa çalışmada, tek başına konutun tüm sorumluluğunu üstüne alan bayanlar ve ev içi gorevlerde partnerlerinin yardımını alan bayanlar içinde bir kıyaslama yapmak isteniyor ve ortaya ilgi cazip sonuçlar çıkıyor.
Hayat yorgunluğu niçiniyle bayanların %50’sinden çoksında cinsel isteksizlik görülüyor.
Kadınlar, seks yapma motivasyonlarını tanımlarken dikkat çekici ifadeler kullanıyor. örneğin onlar için bu, kendini ömrün içerisinde hissetmenin ve yakınlık kurmak istemenin bir yolu olabiliyor. Psikologlara nazaran bayanların, ömür kaliteleri düştüğünde, cinsel dileklerinde da dalgalanmalar görülebiliyor. Ki cinsel birleşmede bayanın istekli olması, alışılmış ki en az erkeğin istekli olması kadar önemlidir. Fakat kimi vakit çeşitli niçinlerden ötürü kadınlar, partneriyle cinsellik yaşamak istemeyebiliyor.
Uzmanlar bu bağlamda bayanların cinsel dileklerini anlamanın zor olduğunu ifade ediyor. bu biçimdece onları anlamak için iki çeşit istek teorisi ortaya atıyorlar. Bunlardan biri; bir kişinin başkasına duyduğu cinsel istek; diğeri de ferdi dilek, yani şahsi hislerle ilgilidir.
Psikologlara bakılırsa bu iki dilek da birbiriyle bağlantılıdır zira birisi olmadan diğeri de olmaz. Şöyle düşünün; bireysel istek, diğer birinin beğenisi, onayı olmadan pek bir mana söz etmeyebilir. Yani daha amiyane tabirle bu teoriye nazaran bir kişi, kendini seksi hissetmek için bir ötekine gereksinim duyar. Birisi kendisini güzel bulsa bile başka birinin onu beğenmesi, daha fazla memnuniyet duymasına yol açabiliyor. bu biçimdece birey, kendisini daha uygun hissedebiliyor.
Peki bayanlar günlük hayatta daha fazlaca yoruluyorsa ve cinsel ilgisizliklerinin sebebi buysa; her iki partnerin de eşit derecede sorumluluk alması, bayanları cinselliğe daha mı epey teşvik ediyor?
Avustralyalı 18-39 yaş içindeki 299 bayan bayanla gerçekleştirilen çalışmada, onlara cinsel istekleri ve partner ilişkileri hakkında sorular soruluyor. örneğin bayanlara, ”sosyal aktiviteleri partnerleri mi, yoksa kendileri mi organize ediyor; ev işlerinin yükü en çok kimde oluyor; finansal tertibi kim sağlıyor; partnerlerinin mi, yoksa kendilerinin mi daha fazla boş vakti oluyor?” gibi sorular yöneltiliyor.
Araştırmacılar, bayanları üç kümeye ayırıp o biçimde pahalandırıyor. Birinci küme; kadınların, partnerleriyle eşit iş kısmını paylaştıkları küme oluyor. Oburu; kadınların, eşlerine bakılırsa daha fazla iş yaptığı oluyor. Sonuncusu da eşlerin, bayanlara nazaran daha fazla sorumluluk aldığı küme olarak belirleniyor. Araştırmadan çıkan sonuçlar ise pek ilgi cazip. Zira münasebetlerinde eşit sorumluluklar aldıklarını belirten bayanlar, öbür bayanlara göre daha yüksek bir bağ doyumuna sahip. Hatta çalışmaya göre bu durum; onların, partnerlerine karşı daha fazla cinsel istek duyduklarını da ortaya koyuyor.
Partnerin daha fazla sorumluluk aldığı kümeden ise pek bir sonuç çıkarılamıyor çünkü sayıları hayli az. Bu tahminen sizlere de ”dünyanın neresine giderseniz gidin, bayanlardan daha fazla mesken işi yapan erkek bulmakta zorlanabilirsiniz” üzere komik bir çağrışım yapmış olabilir. Lakin şaşırtan olmayan sonuç bize, bayanların daha fazla sorumluluk alıp yorulduğu kümenin, bağdan daha az şad olduğunu gösteriyor. Yani aslında bu araştırma, bayanların libidolarının düşük olmasının yalnızca biyolojik sebeplere değil sosyal sebeplere de bağlanabileceğini anlatmak istiyor.
Tabii ki uzun ilişki ve çocuk üzere faktörler de münasebette bir tarafın üzerine daha hayli yük almasının etkeni olabiliyor.
Araştırmada, uzun ilişkilerin kişilerde çok tanıdıklık hissine yol açtığı ve bu meselenin bireylerin, partnerlerinden sıkılmalarına yol açtığı söyleniyor. Bu durum, münasebetteki eşitsizlikleri de ne yazık ki besleyebiliyor. Hatta uzmanlar, ”bazı ilgiler ne kadar uzarsa o kadar adaletsiz bir hal alır” biçiminde bir çıkarım yapıyor. Aslında bu biçimdece birçok bayan, bir yandan çocuğunun ve kendisinin hayatıyla ilgilenirken, bir yandan eşinin ömrünü da yönetmeye, ona annelik etmeye başlayabiliyor.
Psikologlar da keza bu faktörlerin ilişkide yol açtığı eşitsiz iş kısmına odaklandığı için bu üzere dinamiklerin değişmesi, onlara nazaran ilişkideki istikrarları yine yerine getirebilir. Ki bunun da tahminen ilişkiye canlılık katabileceğini söyleyebiliriz.
Yapılan daha evvelki araştırmalarda bağlantılarından şad olan kadınların daha fazla cinsel isteğe sahip olduğu söyleniyor. Bu araştırma da her iki partnerin, misyon dağılımının adaletsiz olduğu, bayanlara daha fazla bakılırsav düştüğü durumlarda libidonun azaldığından bahsediyor. bu biçimdece, bayanların hem kendileri tıpkı vakitte partnerleri içinde bir adalet duygusu hissetmelerinin, cinsel hayatlarında tatmin olmaları için çok kıymetli olduğunu söyleyebiliriz.
Editör Notu: Bu metinde, yapılan araştırmalardaki bulgular ele alınmıştır. Genelleme yapma hedefi taşımayan bir yazıdır, ”sadece bu biçimde bir araştırma var ve bu hususta bilgi alabilirsiniz” fikriyle yola çıkarak yazılmıştır. Bu hususta genel bir yargı oluşturabilmek için farklı ülkelerde, farklı iştirakçi kümeleriyle farklı araştırma metodolojileri yürütülerek akademik çalışmalar yapılması gerekiyor.
- Kaynaklar: Science Alert, News 24, The Conversation
- Görsel Kaynakları: The Guardian, Guardian 2, Fatherly, Cosmopolitan, Blue Heart, Practice Happiness