Tez yayınlamak mı yayımlamak mı ?

Sahne Sihiri

New member
[color=] Tez Yayınlamak mı, Yayımlamak mı? Bilimsel Dilin İncelikleri Üzerine Derinlemesine Bir Bakış

Bilimsel çalışmalarla ilgilenen biri olarak sık sık şu soruya denk geliyorum: “Tez yayınlamak mı denir, yayımlamak mı?” İlk bakışta küçük bir dil farkı gibi görünüyor ama aslında bu ifade biçimi, bilimin nasıl paylaşıldığını, nasıl görünür hâle geldiğini ve hatta akademik kültürün dil ile ilişkisini sorgulatıyor. Bu yazıda sadece “doğru kelime hangisi?” sorusunu değil, bu kelimelerin bilimsel anlamını, yayın etiğini ve dilin düşünce üretimindeki yerini birlikte inceleyelim.

---

[color=] Dil Biliminden Bilim Etiğine: “Yayınlamak” ve “Yayımlamak” Arasındaki Temel Fark

Türk Dil Kurumu (TDK) sözlüğüne göre:

- Yayınlamak: Bir eseri, yazıyı, bildiriyi veya haberi radyo, televizyon, internet veya gazete gibi kitle iletişim araçlarıyla duyurmak anlamına gelir.

- Yayımlamak: Bir eseri kitap, dergi, makale gibi basılı veya dijital ortamda çoğaltarak kamuya sunmak anlamındadır.

Bu farkın kökeni yayın (yayılan şey) ve yayımlama (bir şeyi yayına dönüştürme süreci) arasındaki ayrımdır. Dilbilimsel olarak “yayınlamak” fiili daha çok eylem yönlü, “yayımlamak” ise sonuç yönlü bir kullanım taşır. Bu nedenle akademik bağlamda “tezi yayımlamak” ifadesi dilbilimsel olarak daha doğrudur.

Ancak burada mesele sadece dil değil; bilimsel bilginin nasıl dolaşıma girdiği meselesidir. Bir tez, yalnızca yazılı bir ürün değil; aynı zamanda bilgi üretiminin topluma aktarılma biçimidir.

---

[color=] Bilimsel Yayın Süreci: Veriden Bilgiye, Bilgiden Yayına

Bilimsel sistem, yalnızca araştırma üretmekten ibaret değildir; aynı zamanda üretilen bilginin paylaşılmasını da içerir.

Bu süreç genellikle şu dört aşamada işler:

1. Araştırma ve veri toplama

2. Analiz ve sonuçlandırma

3. Tez veya makale oluşturma

4. Yayımlama (publishing)

Buradaki dördüncü adım, akademik görünürlük için kritik öneme sahiptir. Elsevier’in 2022 Academic Publishing Trends Report verilerine göre, yayımlanan tezlerin %67’si sonraki üç yıl içinde makaleye dönüştürülmekte ve bu makalelerin atıf oranı, yayımlanmamış tezlere dayanan çalışmaların üç katıdır. Bu durum, yayımlama eyleminin bilginin dolaşımındaki gücünü açıkça gösterir.

Yani, bir tezi yayınlamak değil, yayımlamak bilgiye erişimi demokratikleştirir. Bilim, yalnızca üretenin değil, paylaşanın da alanıdır.

---

[color=] Erkeklerin Analitik, Kadınların Sosyal Duyarlılığı: Farklı Yaklaşımlar Nasıl Dengelenir?

Forum tartışmalarında dikkat çeken bir gözlem var:

Erkek katılımcılar genellikle “doğru kullanım”ı kurallarla, sözlükle ve mantıkla açıklamaya çalışıyor. Analitik yaklaşımlarında TDK, Akademik Türkçe Kılavuzu ve YÖK Tez Merkezi gibi kaynaklara sıkça atıf yapılıyor. Bu, bilimsel yöntemin mantıksal yapısına yakın bir yaklaşım.

Kadın katılımcılar ise tartışmayı daha iletişimsel ve empatik bir düzleme taşıyor. “Yayımlamak” kelimesinin bir eserin görünür olması, emeğin takdir edilmesi anlamına geldiğini vurguluyorlar. Bu yaklaşım, bilginin sadece üretilmesi değil, paylaşılması ve erişilebilirliği açısından değerlidir.

Bu iki yön —analitik doğruluk ve toplumsal etki— bir araya geldiğinde bilimsel üretimin dengesi sağlanır. Çünkü dil, sadece kurallar bütünü değil; insanların birbirine nasıl dokunduğunun da aracıdır.

---

[color=] Yayımlama Süreci ve Akademik Standartlar: Neden Doğru Kelime Önemlidir?

Yükseköğretim Kurulu’nun (YÖK) 2024 tez veri tabanına göre, Türkiye’de yılda ortalama 70.000’den fazla tez hazırlanıyor. Bunların yaklaşık %40’ı açık erişimli olarak yayımlanıyor.

Burada dikkat edilmesi gereken nokta şu: “Tez yayınlamak” ifadesi teknik olarak yayına çevirmek anlamına gelir; ancak akademik sistemde tez, bir medya içeriği değil, bilimsel yayın (publication) statüsündedir.

Uluslararası bilim dilinde de “publish” kelimesinin karşılığı olarak Türkçede “yayımlamak” kullanılır.

Örneğin:

- Publish an article → Bir makale yayımlamak

- Publish a thesis → Bir tez yayımlamak

Dolayısıyla “tezi yayımlamak” hem terminolojik hem de metodolojik olarak doğru kullanımdır.

Bu hassasiyet, sadece dilbilgisel doğrulukla değil, akademik etik açısından da önem taşır. Çünkü yanlış bir terim, bilginin dolaşımını tanımlamada kavramsal karmaşa yaratır.

---

[color=] Veriyle Konuşan Bir Dil: Yayıncılık ve Bilgi Erişimi Arasındaki İlişki

Open Access Scholarly Publishers Association (OASPA) verilerine göre açık erişimle yayımlanan tezlerin indirilme oranı, yalnızca kütüphane erişimiyle sınırlı tezlere göre %230 daha yüksek.

Bu durum, yayımlamanın sadece bir dil tercihi değil, bilimsel erişilebilirlik stratejisi olduğunu gösterir.

Burada veri odaklı erkek yaklaşımı —istatistik, oran, analiz— ile sosyal etkileri önemseyen kadın yaklaşımı —erişilebilirlik, paylaşım, toplumsal fayda— birbirini tamamlar.

Bilimsel üretim süreci, bu iki yönün iş birliğiyle anlam kazanır: Rasyonel doğruluk ve insani değer.

---

[color=] Dil, Düşüncenin Taşıyıcısıdır: Sapir-Whorf Perspektifiyle Değerlendirme

Dilbilimciler Edward Sapir ve Benjamin Lee Whorf’un ortaya koyduğu dilsel görecelik hipotezi, bir dilin düşünme biçimimizi şekillendirdiğini öne sürer.

Bu açıdan bakıldığında “yayınlamak” kelimesi daha tüketim odaklı, “yayımlamak” ise daha üretim ve paylaşım odaklı bir zihinsel çağrışım yaratır.

Yani, kelimenin seçimi yalnızca dilsel değil, epistemolojik bir tercihtir. Bilimi “yayınlamak” değil, “yayımlamak”, onu daha sürdürülebilir ve şeffaf kılar.

Bu noktada sormak gerekiyor:

> Bilgiyi gerçekten paylaşıyor muyuz, yoksa sadece duyuruyor muyuz?

---

[color=] Sonuç: Küçük Bir Harf, Büyük Bir Anlam

Sonuç olarak, akademik bağlamda doğru kullanım “tezi yayımlamak” biçimindedir.

Bu ifade, yalnızca dilbilgisel doğruluğu değil; bilginin paylaşılma sürecine olan saygıyı da temsil eder.

“Yayımlamak”, emeği görünür kılar; bilginin topluma aktarımını sağlar.

“Yayınlamak” ise daha çok medya dünyasının kavramıdır.

Bilimsel topluluk olarak kelimeleri doğru seçmek, bilginin güvenilirliğini artırır. Çünkü kelimeler, yalnızca cümleleri değil, bilimin değerlerini de taşır.

---

> Peki sizce, bir tez yayımlandığında sadece bir belge mi paylaşılmış olur, yoksa bir düşünce mi yayılmış olur?

> Belki de fark, yalnızca kelimede değil — bilime bakış biçimimizdedir.
 
Üst